Pazartesi, Ocak 11, 2010

lütfen hızlı çarpma.

inandığım masallar yok artık, yaşadıklarım kalbimi acıtıyor. dahası acıttı da..
geçen gün kalbim yoruldu. hastaneyi ziyaret ettik bunun için ilk kez. üzüldüm.önce o zımbırtılar  göğsümün çevresine yapıştırıldı. sonra ağlamaya başladım. sırf korkumdan. çünkü ilk defa böyle zamanlarda elimi tutan insanlar yanımda değildi bu koca şehirde.sonra sakinleştim. çok çarpıntım vardı.ne olmuştu sana böyle kalbim diye sorup duruyordum içimden devamlı yüzümdeki derin endişemle(muhtemelen). oysa üzülmemeliydim. çok ağlattım üç haftadır kalbimi. hep mi içinden ağlarsın be kızım. ağlasaydın ya bağırsaydın ya. haykırsaydın ya. daa.. bunlar olmasaydı. çaprıntılı sevgili olmasaydın ve gülmeseydin bu kelimelere . ama mutluyum yinede. çünkü hastaneden ayrılmak için çıktığımda elimden tutan bir el vardı ve yağan yağmurda sırf ıslanmayayım diye ''atla sırtıma '' deyip ana caddede beni sırtında taşıyıp paçalarına kadar ıslanan biri vardı.(çook yordum onuda.) işte aşk budur tebrikler abi diyenler oldu sokakta,komikti, içim ağlarken yüzüm gülmüştü o an. ne de güzeldi. ve annem.onun yüreği. dayanamamıştı bunu duyunca hemen atlayıp gelmişti o da. üzdüm sevdiklerimi. ama önce kendimi üzdüm. keşke biraz geniş bi insan olabilsem. mesela tam bir ''izmirli'' olsam artık.

Cumartesi, Ocak 09, 2010

TEKEL İŞÇİSİNİN DİRENİŞ GÜNLÜĞÜ 26. GÜN

Bir AKP’linin TEKEL güncesi...
5 Aralık 2009
İstanbul’da İDO töreninde Sevgili Başbakanımızı çok fena rezil ettiler.
Allahtan Kasımpaşalı kardeşlerimiz imdadımızı koştular. Ağızlarının da
payını aldılar. Bundan sonra karşımıza çıkmazlar herhalde...
15 Aralık 2009
Olacak iş değil.. Resmen Partimizin Genel Mermezi önüne kamp kurdular!
Genel Başkanımız tüm perdeleri kapatmamızı emretti de, seslerinden
duymaktan kurtulamıyoruz. Sabaha giderler herhalde..
16 Aralık 2009
Adamlarda ne inat varmış ya! 20 kilometre yürüttük iflahları tükenmedi. En
azından Genel Merkezimizin manzarası düzeldi, perdeleri açabildik. Mutlaka
Abdi İpekçi’de bir iki gün oyalanıp dağılacaklardır.
17 Aralık 2009
Yok yok bunları kendiliğinden dağılacağı yok. Neyse ki Bakanımız emir vermiş dağıtılmaları için. Bu
garibanlar görünce gazı copu nasılsa can havliyle evlerine dönerler. Biz de bir güzel oh çekeriz..
18 Aralık 2009
Dokuz canlı çıktılar bunlar ya! Üzerinde tepinsen daha kuvvetli ayağa kalkıyorlar. Türk-İş’e üslendiler şimdi
de. Halktan da destek alıyorlar. Gözden ırak olsunlar da... Yeyince Ankara soğuğunu zaten çözülürler.
19 Aralık 2009
İçimde bir sıkıntı. Sanki her an karşımıza çıkabileceklermiş gibi. Sokakta yürüyemez olduk be! Eski İçişleri
Bakanımın karşısına çıkıvermişler. Bir de hesap soruyorlar! Allahım nolur sen bunları evlerine gönder..
25 Ocak 2009
Konfederasyonda tanıdıkları devreye soktuk, binalarımıza yaklaşamıyorlar çok şükür. Ama ekranlarda yine
hep onlar! Evde haber izlemeyi yasak ettim, asabımız bozuluyor valla. Bir türlü gündemden düşmüyorlar..
26 Aralık 2009
İktidara geldiğimizden bu yana işçilerden bu kadar çekmemiştik valla! Meydana toplanmışlar, diyorlar ki
AKP Türkiye partisiyse Başbakan buraya gelsin. Meydan okuyorlar! Az daha yorulun hele, işte o zaman...
1 Ocak 2009
2010 yılı için gerçekten umudumu yitirmeye başladım. Yoksa gerçekten geri adım mı atmak zorunda
kalacağız? Ulan biz koskoca Yeni Osmanlıyız, Abdülhamit gibi Başbakanımız var! Sizin gibi dikbaşlı nice
Türkün, Arabın, Kürdün, Çerkezin, Lazın yüzyıllar boyu hakkından gelmiş bir soydan geliyoruz! Üç beş işçi
parçası karşısında mı boyun eğeceğiz?
8 Ocak 2009
Bir hayalet görsem, bir zebani görsem daha iyiydi.. Bugün Genel Merkezimiz önünde görünce o işçileri,
dudağım uçukladı, saçlarım döküldü, yere yuvarlandım. Ne kadar da inatçılar, zincirlemişler kendilerini
gitmeyiz diyorlar! Daha fazla dayanamayacağım, arkadaşlara da söyledim, Başbakanı ikna edeceğiz.
Değmez çektiğimiz bu eziyete, verelim ne istiyorlarsa, kurtulalım..
Ama ya parti büyüklerimiz ikna olmazlarsa?

HÜKÜMET CEPHESİ TELAŞ İÇİNDE
TEKEL işçilerini, “4-c statüsünde çalışacak ülkemizde çok sayıda insan var” diyerek tehdit eden Çalışma
Bakanı Ömer Dinçer’in açıklaması, AKP’nin artık tabanını da kaybetme telaşında olduğunu gösterdi.
Dinçer, AKP’nin yarattığı sefaleti cemaatler gözünde ört bas etmeye çalıştı. Şunları söyledi:
“Biz Allahın şanslı kullarıyız. Hakikaten bu topluma hizmet etme fırsatını yakaladık. Biz vatandaşımıza
hizmet ediyoruz. İşin özü bu. Ne olursa olsun bizim kapımızdan giren insanın sorusuna cevap üreteceğiz,
sorununa çare bulacağız" dedi.
Bırakın AKP’nin kapısından girmeyi, kapısına yaklaşmak bile mümkün değilken, Dinçer’in en azından kendi
müritlerine hizmet ettiği mesajı alındı.

Her gün omuz omuza
- Ankara’da TEKEL işçisi 1 aydan sonra yeniden AKP Genel Merkezi önünde sesini duyurdu. 10’u kadın,
42 işçi kendilerini demirlere zincirlediler. Polis göz altına alınan işçileri akşamleyin serbest bıraktı.
- Diyarbakır AKP il binası önünde toplanan Diyarbakırlılar, TEKEL direnişçilerine desteklerini yolladılar.
Eylem öncesinde TKP Diyarbakır İl Örgütü de eyleme çağrı için bildiri dağıttı.
- Batman TEKEL işçileri geçtiğimiz hafta içerisinde iki defa Batman AKP il binasına kitlesel olarak
kilometrelerce yürüyerek birer eylem yaptı.
- Adana TEKEL işçileri, 14 Ocak'ta Ankara'da yapılacak eyleme katılacaklarını açıklayarak sabah işe geç
başlama eylemi yaptılar ve karayolunu bir süre trafiğe kapattılar.
- Tokat’ta TEKEL işçileri yaklaşık bin kişiyle müdahalelere rağmen AKP İl binasına yürüdüler.
- Türkiye genelinde Türk-İş’e bağlı sendikalar TEKEL işçileri için sabah saatlerinde iş bıraktılar. İllerde AKP
önüne yürünerek eylemler yapıldı.
- Türkiye Komünist Partisi’nden yapılan açıklamada 14 Ocak'ta Ankara'da toplanacak 12 bin Tekel işçisinin
yanında olunacağı duyuruldu, "Tekel işçisi kazanırsa, hepimiz kazanırız" denildi.

“Ben TEKEL işçisi olarak diyorum ki...”
TEKEL işçileri, 25. gününe girdikleri direnişte, eylemlerini "dünyanın en kolay muhalifliği " diye eleştiren
Taraf yazarı Melih Altınok'a yanıt verdi. Altınok, işçilere AKP ile değil askeri ile uğraşmalarını ve hakları için
de Avrupa Birliği'nin sivil çalışma uzmanlarından medet ummalarını öğütlemişti. İşte Altınok'un Salı günkü
yazısına bir TEKEL işçisinin cevabı:

Taraf Gazetesi Yazarı Melih Altınok’a Cevap
Türkiye’deki emekçilerin mücadelesini hakkında
oturduğunuz yerden ahkâm keserek yorumlar
yapacağınıza 25 günlük eylem sürecimize birkaç
dakikanızı vermiş olsaydınız, bu direnişin sendikalar
veya diğer siyasi partilerin güdümüyle olmadığını;
bizim gücümüzün nereden geldiğini ve nasıl bir
birliktelik ve kardeşlik duygusuyla iş, emek mücadelesi
verdiğimizi görme imkânı bulabilirdiniz. Fakat siz
zahmet edip de yanımıza gelmediniz.
Siz Tekel işçisinin ne yaptığını görmek yanımıza
gelmiş olsaydınız bizim hangi bilinç düzeyinde
olduğumuzun farkına varabilirdiniz. Biz sistemin diğer
dişlileri olan, CHP, MHP, DP, Saadet Partisi gibi
partilerin bizim ne kadar yanımızda olabileceğinin
farkındayız. Fakat onlar her şeye rağmen bu siyasi
iktidarın köleleştirmeye çalıştığı işçilerin yanına
gelerek bize desteklerini, bir çorba, bir çay ile
sunmuşlardır.
Bize sahip çıkanlara gelince... Biz Ankara’da yıllardır
yanımızda olup göremediğimiz dostlarımızın,
düşmanlarımızın ve bu vatanın her karışını
parselleyerek babalar gibi satanların ve uşaklarının
kimler olduğunu çok iyi gördük. Sizin hazmetmeniz zor
olacak fakat bu 25 günlük süreçte sosyalist insanların
bizimle paylaştıklarını siz acaba burnunuzun dibinde
oturan komşularınızla bir gün olsun paylaşabildiğiniz
mi? Eğer yüreğinizde biraz olsun insan sevgisi ya da
vatanseverlik taşımış olsaydınız hala sıcak yerinizde
bize akıl vermek yerine şimdi yanımızda olurdunuz.
Bizim atmış olduğumuz sloganlarla dalga geçeceğinize
gerçeği görün. Türkiye’nin geleceğinin bu işçi sınıfı
hareketine bağlı olduğunu hala görmezden
gelebiliyorsunuz. Yazınız da değinmediğiniz tek konu
AKP hükümetinin politikaları… 87. Yıllık Cumhuriyet
tarihimizde en kötü hükümetlerin bile bir tuğla koyarak
yaptığı bütün katkıları AKP’nin 7 yıl içinde yıkıp yok
ettiğini ve emperyalist güçlere teslim ettiğini
göremeyecek kadar körseniz, lütfen o elinizdeki kalemi
bırakıp dışarı çıkın ve olan bitene bir göz atın. Hala bir
şey anlayamadığınız takdirde buyurun gelin. Bu
küçümsediğiniz ve dalga geçmeye çalıştığınız işçi
sınıfının inanıyorum size öğreteceği çok şeyler
olacaktır.