Çarşamba, Haziran 30, 2010

olmuş mu gökçe bu? derken?

bir de ne vardır. kelimeleri oturtmuşsundur adam gibi karşına ama illa bi yamuk gözükürler etrafa. lanet edersin içinden yüklüce.

Cuma, Haziran 11, 2010

otur.kilitle kendine kendinle küs.

şarkının beni alıp götürdüğü yerde kalmak istiyorum. oracıkta oturup, elime bi çomak alıp bağdaş kurup gene öylesine ..kuma bir şeyler çizmek istiyorum. biri gelip onun üstüne denizden biravuç suyu koşarak avucunun içinden şak diye bırakana kadar. şarkı bitti.

aşk ne?

bu aşk mı?
- bu aşkın babası.
...
peki bu aşkın babası ise, aşkın kendisi nerde?
-içinde.

any far?

sebepsiz bitmiş gibi gözüken aslında bir sebebi olup sadece sessice biten şeyler daha çok can yakar. acıtır. beynin bir yarısı günün ansızın bir vaktinde onu patlatır şak diye. aynan kendinsindir. birşeye bakmak veya görmek bu hissi çağırmaz. o yüzden kaçıp korkma.

acceptance not in the brains(!)

onu o kadar çok seviyorum ki.beynim çok özgür.
bu yüzden beynimi çok seviyorum çünkü hiç birşey bu kadar takıntısız gitmiyor bağımsız. kendi içinde bağımlı hayatında insanın.

yok öyle birşey demeden düşün

insanla genellikle çevresindeki yalan söyleyen insanlara daha çok itimat ediyorlar veya boş muhabbetlere. 11 06 2010