Cuma, Ağustos 28, 2009

luv.luv.luv.



i am unhappy.
absolutely!
but;
i am already giving a peace sign.

i know that; it is just cause of my memory's fault.
actually...there is nothing more.more than anymore.

maybe a little bit dam square, darling's soft kisses,rainy weather and also birds :)

Cumartesi, Ağustos 22, 2009

dayanışmak

Brezilyali ünlü karikaturist Carlos Latuff'tan Güler Zere ye destek. Ağırlıklı olarak filistin halkıyla ve ortadoğu halkıyla dayanışma amacıyla yaptığı karikatürleriyle bir çok ortadogu ülkesinde, en başta da filistin ve Lübnan halkinin gönlüne taht kurmuş ve adı bir cok yabancı yayinda geçmis ve konu olmus (Kore'den Lübnan'a Latin Amerika ve avrupa ülkelerine kadar) Latuff son karikaturünü Güler Zere'yle dayanışmak icin yaptı.karikatur sanatçının Devian art adlı sitesinde görülebilir:

Cuma, Ağustos 21, 2009

ben bazen özlüyorum(!)

hellöö!!

hep burda yaşasan ya...
bende aptallaşmasam, devrelerim atmasa
ben bazen özlüyorum
da
onu belirtmek istedim...(üzücük)

Pazar, Ağustos 16, 2009

bugüngünlerdenpazar-tesi...

bir aralar vazgeçemediğim iletimdi bu benim : '' bugüngünlerdenpazar''
bugüngünlerden pazartesi olsun artık demeyi istemedigim zamanların lafıydı bu benim için.
ve bugün bunu buldum internette gezinirken , pazartesilere hiç böyle manidar bakamadım sanırım...

hele ki bu pazartesiyi ve bu haftanın getireceklerini düşünürken.

gülücük.

Cumartesi, Ağustos 15, 2009

AĞULU BİR HÜZÜN




Beklenmedik bir anda terk edilmişsindir bütün sevdiklerince
Suçlamak istemesende hiç kimseyi üzünçle yanmakta yüzün
Adını bile koyamadığın bir boğunç dolmakta şimdi yüreğine
Ve usulca ağmaktadır gözlerinin peteğine ağulu bir hüzün...

Cuma, Ağustos 14, 2009

geçiniz

sevemedim işte bir türlü. aman efendim ayh ben böyle şöyle yaptım da, bu arkadaşlar şu dostlar ile şöylee bi eglendim de öyyle bir eglendim de, şöyle şurdan şu şekilde gidip bu şekilde varıp oralardan sohbet ettik de felanda fişmekanda...
her defasında elimi çeneme götürüp ne sizi dinlemek zorunlulugu hissediyorum ne de siz bunu yapın istiyorum.

bırakın canım bunları...

ne kadar eglendigim bana(bize) kalsın efendim, siz -mümkünse- ''ne haber?''den öte kısmında kalmayın.


bencesi bunlar ,bencilcesi degil. (yanlış anlşılırım kesin)

-olaylar birinin bakış açısından,herkesin bir fikri oldugu üzre anlatılagelir.bana bişeyler katabildigi gibi yasanılanlara da anlam güzellik katabilen yanımdakiler ve ben,paylasımından geciyor eglence kavramım.eglence anlayısı kişisellik tasıyor fazlasıyla.o yüzden kimseyi yargılamıyorum yanlıs anlasılmak istemem.yani insanların biraz böyle ve şöylelik katmaları garip geliyor bazen. genede tırnak icinde belirtmek lazım ; belki bazılarımız böyle hoşlanıyoruz ama dedigim gibi bencesi öyle degil.

kısacası : ''geçiniz!''

pek torpilli olamamak

hayatım boyunca arkamda dayım olmadı.gerçi böyle bir beklentim de olmadı, belirsizlik icinde kaldıgım zamanlarda. ki şimdi gene - şu günlerde - hayatta ilerleyecegim yolun eşiğindeyken;belirsizlikler, muallaklar beni mafediyor! benim gibi bekleyen insanlarla birlikteyim ama aynı duyguları paylasmadıgımız cok acık...

günlerdir kafamda beliren tek şey: ''bugun günlerden pazartesi mi?'' sorusu!


en son haksızlıga ugradıgımda telafisi icin bir yıl beklemiştim.amacıma gec ulasmıstım.icimde büyütmüstüm ve ertesi yıl istedigim başarı benim olmustu. -diyorum ki belki bu yılda hani... ne biliyem işte orda terslik olursa gene böyle mi düşüneceğim?! hiç sanmıyorum .
umutsuzluklarımı ne sırtıma yüklenmeye niyetim var ne de avuclarıma almaya! ne olacaksa olsun gibi bir düsüncem de yok bu sefer. sadece yapabileceklerimi ve karsımdakilere haksızlıga karsı söyleyebileceklerimi kestirebiliyorum az buçuk. böyle bir ateşi körüklüyorum kac gündür içten içe.


evet benim bir dayım var -ki iyi ki de var-
ama!!! bu hayata torpilimizi gecirecek bir dayımız yok!

-şu sıralar ise tek pişmanlığım: zamanında alabilecegim referans mektuplarını '' aman yarın gider alırım yaa'' deyip, o yarının geldiginde benim zamanımın yetmemesi ve sonucunda almamam .

Pazar, Ağustos 02, 2009

Bir insanın varlıgı sana ne verebilir ki?

bu gece nasıl gecicek bilmiyorum.iyi hissetmiyorum kendimi.
insanların varlıkları beni rahatsız etmeye basladı.
ruhuma batıyorlar resmen.
bir insan,
bir varlık...
ne verebiliyor benim hayatıma?
güven ,sevgi, nefret,öfke,huzur,huzursuzluk...
bedenime acı verebiliyor varlıklar.
bedenimden oluk oluk akıyor öfkem,
elime gecen ne varsa yerlebir edebiliyorum.
gozum donuyor resmen kendimi tanıyamıyorum
sonra oturup birde bu halime üzülüyorum...
ne talihsizlik.
üzülme gökçe,bak gökyüzü...
kafamı gokyüzüne kaldırıyorum bi umut.
ama hala cok üzgünüm.
bir varlık demiştik degil mi?
evet bir varlık bunları yapabilen,
bu duruma düsebilecek olanda bu duruma düsüren de ...
içerden annem sesleniyor gene;
-Gökçe hadi yat anneciğim...
içim acıyor hala .
neden?
kendi gücümden korkar oldum artık.
sonrasında kendime bakmak yorucu artık...
gozlerimden taşırıyorum bir kısmını yorgunlugumun.
olmuyor! beceremiyorum.
ve
bir varlık ne vermeli biliyor musun bana?
-insanlıgını.
insanlıgını katabilmeli insanlıgıma,işte hayatımdaki tek işlevi bu olsun bir varlıgın gerisinden de öte dursun.

Cumartesi, Ağustos 01, 2009

gece kafam atar lastfm de müsic dinlemek ister canım

ah lastfm beleşken ne güzeldi sende müzik dinlemek!
şimdi ne anlamın kaldı yahu. bi panon var, bi arkadaslar, bi komsular... hani etkinlikleri de göstermesen bu mudur dedirticeksin ya neyse lastfm olmadı hakkaten.
benim kafam esiyor canım, öyle bide müzik öneriyorsun hadi dinliyeyim diyorum cıkıyor ordan dank diye abone ol abone.içinden ımm tabi canım bişiy degil diyorsun olalım.yok ben öyle cok planlı yasayamıyorum lastfm. ne alaka deme bana, kafamda kurdum ben alakasını herneyse...
diyecegim o ki :
olmadı lastfm olmadı ! bi kendine gel bi silkin tıtıtıtı.