Pazar, Aralık 27, 2009

hayat, her safında mücadelede.

dayan kızım. az kaldı kızım. diren kızım.

Pazar, Aralık 06, 2009

tut tut tut kalbimi ! :)


                                        








Herşey bir yana. Şu masanın üzerinde gözüme gözüme bakan çıktısını aldığım onlarca makale de bir yana,beni bekleyen sorumluluklarım da bir yana, benim sabrımı yoklayan idari birimler de bir yana... Gidelim diyorsun ya buralardan, gidelim 5 gün yetmez bize, 5 ayda yetmez ,gidelim bu şehirden diyorsun ya. Evet.
Hayatı yoralım, yoralım ama her yönüyle yoralım.Konuşalım bolca.Planladıklamız olsun. Ve biz yeniden ve gene onlar için kadehlerimizi kaldıralım. Eski planlarımızı yaşarken yenilerine içelim her defasında.
Bunca umut, bir şarkı söylüyorum içimden,sesim oluveriyorsun,korkuyorum bazen bu denli içselleşmelere. Ama hayat zor... Ama hayat onca sıkıntının arasında, avucumun içinde beliren elle güzel.
Sen beliriyorsun ya bunca sıkıntılarımın arasından ve ben ancak o zaman hoş görebiliyorum onca şeyi,mutlu olabiliyorum... Ne diyeyim... tut kalbimi.



                                                              Ve çünkü sevmek güzel



                                  

Salı, Kasım 24, 2009

yavrucukların dilleri- gözleri.

günün anlam ve önemi; çiçekler ve böcekler.

güzel olan : gözleri ışıl ışıl yavrucuklar.anlamlı sözler.
güzel olmayan : bir yemin ettim ki dönemem.

gazabındayım

Hiç bi gariplik yok , gayette gerçek. Bir yemin ettim ki dönemem Türkiye ! Sistem saçması. 
Devlete +1

biz şarap içerken ışığın sureti denizde dalga dalgadır

ve bir surat.

Güzel olan: Bir de ; bu fotoğrafı sevdim otuz iki dişimi birden göstermediğim ender fotoğraflarımdan biridir çünkü.


an: sıfır noktası


Şarap güzeli oldum ben o gece. Güldüm.Beni çek abi diyenleri çektim. Üzüldüm; çok enterasan bir olay oldu. herkesin kordonda kactıgı şarapçı bi tip vardı ve bize dogru yaklastı yanımıza geldi ve ''beni çeksene , fotoğrafımı çeksene'' dedi.çektim. ve gitti. biz sadece kareleri gülümsemeyi görev edinmişiz sanki.-özeleştirim- .Bu da o abimizdir :  ve gördüm ki kordonun o ışıkları gerçekten de çok çirkindi an itibariyle.

 Ellerim üşüdü şarabı içerken; tatlı tatlı. Üstüne de miss gibi bi kahve içtim sakız adasında. Damla sakızı da balı kaymağı oldu yanında. Biraz baydı ama bu sefer bitirdim hepsini...

Pazartesi, Kasım 23, 2009

and i'm like.. well :))

-bu benim

*hayır o benim
*ama bu bana benziyo

- hayır bana benziyor baksana,daha kara :)
  hem bak bu daha sarı senin gibi :p

*ama ben atlamak istiyordum sen tutsaydın beni ...

-onlar atlamıyor ki aşkım

* ???

-kavga ediyorlar
- :)

* ^o)
...

-peki madem o atlıyo, diğeri de yakalıyo olsun :)



-Yehuuu!!  atlıyorumm yakala beni :)
-oyh ,oyh,oyh
:)



so many people singing blues.. but.. so is that you wanted??


Bizim kız- Cerenkız ile - iki yıl öncesine geri döndük. Mekan aynı. Tınılar aynı. Görüntüler aynı. Yaşadığımız günün tadı gene kekremsi idi.




Konu blues ise böyle birşey olamaz diye düşünüyorum her defasında neden bir kekremsilik var olabilir ki?
-evet, gayette olabiliyor.
İnsanlar bir elinde biraları güzel blues tınıları eşliğinde bir hayli güzel eğleniyor-ki ben de dahil- daha sonrası insanların sacmalamaları o biraları burnlarından faşur fuşur akıttırmak istemeleri.
peki ben nasıl hatırlamak istiyorum bunu biliyor musunuz? gayette adam sende ne de güzeldi herşey oh mis deyip sırtımı koltuğa verdiğim o anlardaki gibi bir güzellikle rahatlıkla ne de güzel bir festivaldi demek istiyorum. hatunun performansına bittim. Ray amcayı dinleyemedim. Keyif yapıp biraz geç gittik. An itibariyle iyi yaptık fakat ordaki kacırdığımız anları düşününce bunun kıyaslamasına girmek istemediğimi farkediyorum.

                                                  

Lafı kısa kesmeye ihtiyacım var içimden gelen bu. güzel bir akşamdı , çirkin bir geceydi, güzel bir geceyarısı idi. hayatın gözünü seveyim!

                                        Güzel olan (1):  
                                                             
Güzel olmayan: olayların gayet ''beni bağlamaz peh'' modlarında hayatta akması. Hepten uyuzum.
                                    

+1 (2)sevdim seni : dırıt-dırıt-dırıt.

dırıt-dırıt-dırıt. bu ses çok güzel bir ses. Az önce karar verdim buna. Bu sesi duyunca benim yüzüme bi gülümse oturdu çünkü. Bu sese karşı vücudum tepki gösterdi,parmaklarım hareket etti. Bu teknolojik sese garip bi yakınlık duydum.

benim de fotoğrafımı çek.


önizleme yaptım,baktım. bu çığırtkan hayat şartlarında kulagım normal boyutunda.hala. şanslıymışım. güzel görüntü.

+1

Hello moto!
iyi olan: Telefonum düzeldi. Artık pembe pembe benimle.

-1


net olmak lazım. ne sevdiğim ne de sevmediğim şeylerle ilgili yazmak istiyorum şimdi. gereklilik kipinden sı-kıl-dım!!! şu izmirde yaşamaya başladım başlayalı. eyhh yeter! yeter! diye gerim gerim geriliyor içim dışım.

Cuma, Kasım 13, 2009

Eşit Yurttaşlık Mitingi - Kadıköy









8 kasım kadıköy , eşit yurttaşlık mitingi.
yolculuk nasıldı?
tahmin ettigimden cok daha güzel ilerledi.her ne kadar pek fazla tanımadıgım insanlarla yol arkadaslıgı yapmak benim ilk başlarda gerilmeme sebep olsada takip eden saatlerin getirdiği muhabbetle iyi ki de bu otobuse denk gelmişim dedirtti bana.otobüste sabaha 50 yaşlarında iki şen güzel dost abimizin türküleriyle başlamakta çok eğlenceliydi.
molalarda ''eski''lerle cay içmeler tüm yol boyunca uykusuzlugu alıverir gibi oldu. o dostane kucaklasama, o gülüşler özlenmiş hep..
yolumuz kadıköye.
sesimiz gene aynı ses aynı yürekten çıkmaydı kadıköy meydanda.
miting nasıldı ?
öncelikle kitlesel bir mitingti ve bu yogunluk gercektende cok güzeldi,coşku görülmeye değerdi.çocuklarıyla , bebekleriyle gelenler, ailecek gelenler veya bireysel katılımlar tabi ki de bir çatı altında.bunların hepsi ayrı ayrı veya bir arada çok çok güzel görüntülerdi.
bizim kortejimizin büyüklüğünden kaynaklanan ileri geri gidişler tek sıkıntım oldu miting boyunca ama buna değdi tabi ki de.miting başlamadan çok iyi olacagını tahmin ediyorduk ki öyle de oldu; bir taraftan halaylar çekiliyor ,türküler söyleniyor ve sloganlar atılıyordu.zorunlu din dersleri, cem evleri, Madımak'ın müze olması konuları üzerinde sloganlar atıldı ve tepkiler dile getirildi. akp nin yayarak izlediği gerici siyasete tepki gösterildi.
miting sırasında binalardan sarkıtılan pankartlar büyük alkış aldı ,gerçekten de harika bir görüntüydü. özellikle '' dünya emeğin olacak '' yazılı olan. tek kelimeyle mükemmeldi.

ve en sevdiğim slogan,
ve olması gereken,
ve olacak olan :
-fabrikalar, tarlalar, siyasi iktidar ; herşey emeğin olacak!-

Cumartesi, Kasım 07, 2009

8 KASIM




8 Kasım'da mitinge, Parti ile


Bekle bizi Istanbul .

Salı, Kasım 03, 2009

tentation

Bana yaşadığın şehrin kapılarını aç
Sana diyeceklerim söylemekle bitmez.
Yıllardır yaşamımdan çaldığım zamanlar
Adına düğümlendi.

Bana yaşadığın şehrin kapılarını aç,
Başka şehirleri özleyelim orada seninle.
Bu evler, bu sokaklar, bu meydanlar
İkimize yetmez.

sevgili'den - (i)

Pazartesi, Kasım 02, 2009

kelime var,kelime yok.


İzmir'deyim. Sabahları memur hayatım ,mini minicik hiperaktif cocuklarım beni bekliyor.sabah altıda uyanıyorum,enerjik olmam gerekiyor miniklerin hızına yetişmem için.Alıştık ama birbirimize; seviyor beni çocuklarım ki bende onları.Ders başlıyor,bitiyor... veliler -çocuklarla ugrastıgım yetmiyormuş gibi birde anaları babalarıyla ugrasıyorum diye sinirlenmiyor degilim-... sonra birde yeni üniversitem var.Ege. Hızımızı kesmeden, arada eshotta hop pat kafa düsmelerine şekerlemelerine yenik düşüp bi silkinip derse gitmekte başlarda koysada artık alıştım. Yüksek lisansı ne de çok istemiştim.İlk ayı bitirdim.Çok yorucuydu.Hala da çok çok yorucu.A evet şunu yapayım hadi şu da şöyle olsun dediğim,acaba bugün şuraya mı gitsem diye planlar yaptıgım zamanlarım,severek yaptığım şeyler yavaş yavaş lüks olmaya başladı.Bu şehire gezmeye geldiğim zamanları hatırlıyorum birde şuan bu şehirde yaşamaya başladığım andan itibaren bu şehre tekrardan bakıyorum.evet bakış açısı,şartlar,hayat, nasılda şeklini değiştiriyor her bir şeyin.
Hava soğudu.Sonbahar geldi,gecikmişti.Bugün kabanımını giydim oh mis özlemişim.Akşam eve geldim, ev buz.mink ısıtıcıma iş başı verdim ,o da hoşgeldi.

biri daha var..(yüzüme gülücügümü oturtuyorum şuan)



Hangisi? Hangi sözcük doğru? Veya doğruluk aramalı mıyım bilmiyorum. Belki de mutluluktan bulamamaktayım, yerine oturtamamaktayım sözcükleri. Bu denli asosyal bir dönemde -böyle bi tek düze hayatı kabullenebilcek bi bünyem yokken -hala mutlu olabiliyorsam yüzümde kocaman bir gülücük oturtabiliyorsam bu nasıl oldu acaba?. hoşgeldin. Geç oldu bunun için belki ama ben hala kelimelere sıgdıramadıgım duygularımın icindeyim mutlulukla...yaşayalım o zaman.

bunlarda mutlu zamanların karesi oldular.






























Salı, Ekim 27, 2009

'' ha uşaklar ha ''







koptu kervan.içime nası bi hoşluk, nası bi ferahlık, güzellik kattı. içim ferahladı yahu.o güzel karadenize hırcın dalgalara koyu yesilliklere gidip gidip geldim,bilmedigim halde horon bile teptim zihnimde (haha) parcayı her başa sarışımda.
e hoşgeldiniz madem.


ne tatlılar ya . sözlere bak hele;

kalbimi atacağum
derenin ortasına
yarim balık tutarken takılsın oltasuna
gel çıkalım dağlara
bağlar olsun evimuz
her ormandan bir yaprak olsun giyimimiz.

Pazartesi, Ekim 19, 2009

sabır bünyesi.

ciritical periods of brain growth and cognitive function in children


yarına yetişmesi gereken ancak yetiştirilemeyecek olan çeviri makaleden daha kötü birşey olamaz bu saatte.
sabır bünyesi.

Cuma, Ekim 09, 2009

son bir aydır devam edegelen bu hayat...



bu hayat yoğun,
bu hayat yorucu,
bu hayat deniz kokulu sokaklarda,
bu hayat sevgiyi avuçlarına almış,
bu hayat...

bu hayat izmir'de.

bu hayata son zamanlarda hem çok güzel hem de çok yorucu şeyler girdi.
be hey hayat.ve en güzeli hayatın,biz severken akıp gitmesidir,dur bile beklemez.

 :)

Pazar, Ekim 04, 2009

itirazın iki şartı



çok olmadığımız kesin
çok olan tarafta değiliz
çok olan tarafta olmayacağız
türkiye'de kürt olacağız
kürtlerde ermeni
ermenilerde süryani
gidip almanya'da türk olacağız
hollanda'da surinamlı
fransa'da cezayirli
iran'da azeri
amerika'da zifiri zenci olacağız
çoğalan zencide mutlaka kızılderili
israil'de filistinli
köpeğin karşısında kedi
kedinin karşısında kuş olacağız
kuşun karşısında börtü böcek
hakemler hep karşı takımı tutacak
ve biz hep yedi kişiyle tamamlayacağız maçı
çiçeklerden kamelya olacağız
az kolumuzun tarafında
solda olacağız
bu itirazın ilk şartı
solda da az olacağız
devrimi çoğaltırken çünkü
bir başka devrime hızla azalacağız
bu da itirazın ikinci şartı

nevzat çelik

Perşembe, Eylül 17, 2009

ANKARA MON AMOUR!

Bu kitap hakkında dille getirmek istediğim, yazmak istediğim pek çok şey var..
ve en başında dostluk var ,benimde dostum olan...
ama vakit darlığından dolayı (üzülerek)ertelemek zorundayım yazmak istediklerimi.
ama fotoğraflarını paylaşmak uygun olabilir an itibariyle.hadi bakalım...sonrasında devam etmek arzumla...



Çarşamba, Eylül 16, 2009

O gün Pazardı ve Levent gelmişti...

o gün pazardı ve benim bir misafirim vardı goca aydında ...
uykusuzlugu ve ayagında bot olanlar icin yorucu bir gün olacaktı besbelli. :) levent geldi aydının ac kedilerine ragmen kahvaltı yaptık, ne oldugunu pek bilmedigimi sandıgım börek söyledim ''paçanga'' mıydı halbuki biliyormusum annemin yaptıgı böreklerden biriymiş ama biz buna evde öyle demiyorduk bizim evde onun adı paçanga değildi, içi tavuklu sebzeli börekti sadece. levent tost yedi yemeye çalıştı çünkü kedi de ortak olmak istiyordu. aslında biz aydında kedileri beslemiyoruz sırf misafirlerimiz gelsinde bizim kedicikleri beslesinler diye :) kedimiz cok ısrarcıydı ve leventi secmişti o kadar kişi arasından :)  masamızı değiştirdik kar etmedi kedimiz ağaca tırmandı bu sefer napalım dedik artık cayları içip kalkalım en iyisi buradan dedik ... tabi birde aydının ufaklıkları pecete satan cocuklarda pek sevdiler leventi ısrarla ona geliyorlardı garipti yani tabiri caizse mıknatıs gibi illa kendine cekiyordu onları :)
sonra kar helvası yiyecek olduk ama abimiz henüz tezgahı acmamıstı neyse dedik hadi madem eski'ye gidelim.pek severim ben eskiyi .leventte görsün istemiştim.dısarıdan baktık müzik sesleri geliyordu -uuw süper dedim . ama kapıyı acık gormeyince u uw oldum tekrardan. zorladık hafiften kapıyı ama belli ki daha acık degildiler... sonra biraz daha gezdirdim leventi, ayakları acıdı biraz ama napalım yapcak bişiy bulamadım :) .
tekrar döndük eskiye... evet bu sefer acıktı oturduk, cok güzel bir gündü baslamıştı ve devam ediyordu nihayetinde... fotograflar cektim levent pek sevmiyor karelerde olmayı ama bi tanede olsa aldık bir kareye ... hoş fotograflar oldu bi kısmını paylasayım.ben pek çirkindim hep böyle cirkin fotograflarım olsun istemiştim zaten hep ! :))
tütün öldürür ve güldürür çay ve kahve lüksleridir.
renkli degil ama cok hoşuma gitti...
      bence benim romatizmamın tek sebebi bu tütünler -her ne kadar siz bu tezime gülsenizde bu böyle .-

levent kahveyi pek sever objektifleri sevmez...
leventi anlatan bir kare-tamamıyle olmasada-
bunu cok sevdim ellerim dans ediyor cünkü :)
bide kaymış ya hoşuma gitti.saol levent!
hep böyle çirkin bir fotografım olsun istemişimdir :p
he bi de böyle şapşal :)
ve smo-king ellerimde can verir.. :)
ne güzel bir gündü , ne güzel muhabbet ettik. muglayı hic özlememiştim ama oradakileri özledigimi, muhabbetimizi özledigimi anladım... iyi ki de gelmişsin be levent! hem ne güzel sayemde aydının neleri meshur onları da ögrendin,aydını ögrendin ,tatlı bi amcayla muahbbet ettin tecrübelrini paylastı cok gezenin ögrencegini bir defa daha ögrendin  :))  kar helvası yiyemedik ama olsun bir daha ki gelişine...

Yasak yemiş kabuklu yemiştir.

-annee koş ayça yemişi kabuğuyla yiyoooo !!! hahaha
-ne var yerim hic mi görmedin
ya nasıl attın ağzına o yemişi :))
ben nasılda şok oldum!!!
küçük çocuklar gibi hissettim kendimi,
sanki sen bize oyun oynamaya gelmişsin de yasak olan bişiy yapmışsın , ben de seni anneme şikayet etmişim :)) gibi...
aa unuttum ertesi gün treni kacırdık.arkadaş ağır çekimdeydi biraz :)) (e hoş benim tempoma yetişmesi de zordu)o kadar da koştuk ama hep ben koştum, uyuşuk ayçaaa! :p

Cumartesi, Eylül 12, 2009

SABIR İŞÇİLERİ VE 89. YIL

10 eylüldü. izmirdeydim. yorulmustum ama tüm yorgunlugum selahattin akcicek kültür merkezinde enternasyonel marsıyla son bulmustu . yumruklarımız havada hep bir agızdan marsımızı soyluyorduk... nice 89. yıllarımıza. 


"öfkeli bir bilincin coşkusu
işte sosyalizm tutkumuz
dinleyin nasıl yükseliyor
birleşince gür sesimiz

yoldaşlık ruhuyla birleştik hepimiz
dün vardık, bugün yarın varız
çark çekiç bir kimlik, öncüsü devrimin
türkiye komünist partisi

yaşamak bu büyük kavgayı
yürekte üyelik onuru
sosyalist iktidar olacak
zaferle bu kavganın adı

yoldaşlık ruhuyla birleştik hepimiz
dün vardık, bugün yarın varız
çark çekiç bir kimlik, öncüsü devrimin
türkiye komünist partisi

işçiler direnişte, grevde
haykırır bu şarkıyı birlikte
gökyüzü gülerek aydınlanır
kucak açarak devrime

yoldaşlık ruhuyla birleştik hepimiz
dün vardık, bugün yarın varız
çark çekiç bir kimlik, öncüsü devrimin
türkiye komünist partisi

yaşasın türkiye komünist partisi!"


10 eylül etkinligi büyük heyecan, Savaş yoldaş konusmasıyla başladı ... ardından Kemal yoldaş konusmasına basladı; her zamanki dogru tespitler ve sert dili vardı bizlerle. gündemimizde ki felaket vardı dilinde . halkın, emekcilerin yasadıkları felaketler...sel.. 
biz ne yaplıyız? biz orada olmalıyız birimimiz orada bulunmalı, kadercilik bizim işimiz degil, bu bir oyun degildir...bi z insanlarımızı hata manyagına cevirmeye calısan düzene dur diyebilen güc olabilmeliyiz ,eger bir el gerekiyorsa -evet o el orada biz olabilmeliyiz ve olmalıyızda! diger türlü bu hükümet yüzsüzdür ve bunu felaketin eşigine sürüklemeye calısan düzene karsı gelecek olan bizleriz. bu felaketler sorumluları acılım konusunda da sel konusunda akp dir. bu görmezden gelinemez gelinmemelidir.bunca olan bitenden sonra görüneni mesru kılabilmek şarttır.
ve provoke olabilmek ...bu zamana kadar düzen tarafından provoke edildik(ben bunu ilk duydugumda anlayıp benimsemekte zorlanmıstım aslında), oldukta... ama neden hala henüz bi kısmımız heyecansısız ? evet cok dogru tespitti bu . 
neden ? 
hükümetin akpnin yaptıkları gayet provokatifti bu zamana kadar.peki ne oldu? biz neler yapıyoruz ve yapmaktayız? bunlar masaya yatırılmıstı... hazırlanıyoruz hazır ve etkiniz. ama herkes omuz başındakine baksın genede... 

sabır işçileri... bizlerin işi zor bize bu yüzden sabır işçileri diyorlar !

Perşembe, Eylül 10, 2009

çörekli bir aydın günü

ve Ayçöreği aydına gelmiştir. saat: 15:54.
önce garaja gidilmiş arkadas karsılanmıs valizi eve bırakılmış annemizin güzel dereotlu maydanozlu makarnası yenilmiş ardından biraz göbegi dinlendirip ayçöreğinin aydını kesfetme gezisi başlamıstır.(gerçi aydın bu pekte zorlanılmamıstır: ) )
gökçenin ayçöreginin deyimiyle pamuşun sevdigi cafeye dogru rota belirlenmiştir... ''eski kafe''. sonradan eklenen arkadaslarla maksimum 3 saat kah gülüp kah ciddileserek aydın seyri bulvara tasınmıstır.eklenen arkadasların ayrılmasıyla ; ayçöregine aydının malum o güzel kar helvası yedirilmiştir ama o an fotograflara eklenememiştir.sonuc gökce kar helvasını istahla bitirirken aycöregi bademciklerine yenik düsmüstür...
ardından kumrucu musti'ye gidilip 2 koca kumpir yenmiştir fakat bunların bitim sahneleri fotograflarda canlamıstır. aycöregi kumpiri begendi. bugun canladırılmıstır fotograflar ile.hosgeldin aycöregi.







fotograflar burada son buldu ama biz tekrar eskiye gectik . birer cay ile aynı demde muhabbetimize devam hattında...
ve şimdi ayçöreği uyudu, ben bunları yazarken.yarın erken kalkacağız, tren var kacmasın. izmire gideceğiz.

Çarşamba, Eylül 02, 2009

bir yılın dönümü




geçen yıl bugün umutlarımı bir ülke-
den bir ülkeye uçurmuştum.
ne de çabuk geçmiş bir yıl
sevineyim mi üzüleyim mi bilemedim ben şimdi...
bu kadar yaşanmışlığa verip kendimi şanslı saymaktan başka bir halt gelmiyor bugün elimden.

dünün hataları oldu mu , oldu. ama bu dünün güzelliğini alıp götürmeye yetmedi.bu aralar yarınlar çok sıkıcı benim için. Kafamı gökyüzüne çevirmeyeli oldu epey, birilerinin benim çenemden tutup kafamı gökyüzüne çevirmesini bekliyorum sanırım haha.

hala inanamıyorum bir yılın bu kadar hızlı geçmesine!
ya daha benim dünümdü bu , ne ara bir yıl girdi bu araya.
sitemliyim.sebeplerim de var.

şimdi ise iki fotoğraf karesi arasına sıkıştırılmış gibi hissediyorum bu geçen bir yılı.

Ne üzücü, susturulmuş gibiyim.

Salı, Eylül 01, 2009

Livorno ile Adana Demirspor karşı karşıya

Maçlarında orak çekiç bayrakları açan, Enternasyonel söyleyen taraftarların takımı Livorno Adana’ya, Adana'nın işçi takımıyla oynamaya geliyor.

Endüstriyel futbola karşı dünyanın yakından tanıdığıLivorno takımı ile “halkın takımı” olarak bilinen Adana Demirsporarasında yapılacak olan maç büyük ilgi uyandırırken on binlerce seyirci maçı beklemeye başladı.

Adana'da her üç kişiden ikisinin taraftarı olduğu ve halkın takımı olarak adını duyuran Adana Demirspor, sezon açılışı için yapacakları kutlamalara İtalya SeriA takımı Livorno'yu davet etti. Kulüp yönetimi, kentte çok sevilen ve Adana'nın simgesi haline gelen Şimşekler Grubu’nun isteği ve ısrarı üzerine bu çağrıyı yaptıklarını ifade etti. Trabzonspor ile oynanan Türkiye Kupası maçında ''Hrant Dink’i unutmadık'' ve “Ogün'ler sizin yarınlar bizim olacak'' gibi pankartlarla dikkat çeken Şimşekler Grubu ise şimdiden karşılama hazırlıklarına başladı.

Nazi selamına karşı, kızıl bayraklar!
İtalya
Komünist Partisi'nin 1921 yılında kuruluşuna ev sahipliği yapan ve antifaşist mücadele dönemi direniş hareketinin merkezi olan Livorno, bir işçi ve liman kenti. 1915 Yılında kurulan A.S. Livorno taraftar grubunun lokalinin adı da 1921. Livorno futbol takımı, 2005 yılında oynanan Lazio maçı ile adını tüm dünyaya duyurmuştu. Lazio takımı kaptanının attığı golün ardından taraftara Nazi selamı vermesi ve tüm taraftarın bu selama karşılık vermesi sonrası Livorno ve Lazio'lu taraftar arasında kavga çıkmıştı. Rövanş maçında tüm tribünü orak çekiç, Stalin resimleri ve kızıl bayraklarla dolduran Livornolular hep bir ağızdan enternasyonal ve Çav Bella marşlarını söylemişlerdi. Attığı golün ardından yumruğunu havaya kaldırarak 1921'lileri selamlayan takım kaptanı Lucarelli maçın ardından İtalya'da sevilmeyen adam seçilmişti. Babası hala liman işçisi olan ve komünist partisi üyesi olan Lucarelli, İtalya Milli Takımı'nın davetini reddederek benim milli takımım Livorno demişti.

Endüstriyel futbola karşı adı halen ilk anılan takım olan Livorno ile Adana Demirspor arasında 5 Ocak Stadı'nda oynanacak maç bütün bu nedenlerle büyük ilgi uyandırıyor. 4 Eylül günü yapılması kesinleşen maça Türkiye'nin birçok yerinden taraftarın geleceği söylenirken, Beşiktaş Çarşı Grubu da İstanbul ve birçok şehirden Adana'ya gelerek A. Demirspor'u destekleyeceğini açıkladı.


Livorno resmi sitesinde maçın oynanacağı yayınlandı....

http://www.livornocalcio.it/

Prima sosta di campionato ed importante amichevole internazionale per la squadra amaranto. I ragazzi di Russo giocheranno infatti venerdì 4 Settembre sera, alle 20.30, ad Adana in Turchia contro la locale squadra dell'Adana Demrispor. Il Livorno partirà in volo per la Turchia giovedì pomeriggio, il ritorno è previsto per sabato mattina.
La squadra dell'Adana Demirspor festeggerà tra poco 70 anni di vita e quest'amichevole con i ragazzi di Russo si inserisce proprio nel contesto dei festeggiamenti. Nel 2007/2008 la squadra dell'Adana Demirspor ha vinto il campionato di Seconda Divisione qualifivandosi per la serie A turca. I colori sociali dell'Adana Demirspor sono l'azzurro