Pazartesi, Ocak 11, 2010

lütfen hızlı çarpma.

inandığım masallar yok artık, yaşadıklarım kalbimi acıtıyor. dahası acıttı da..
geçen gün kalbim yoruldu. hastaneyi ziyaret ettik bunun için ilk kez. üzüldüm.önce o zımbırtılar  göğsümün çevresine yapıştırıldı. sonra ağlamaya başladım. sırf korkumdan. çünkü ilk defa böyle zamanlarda elimi tutan insanlar yanımda değildi bu koca şehirde.sonra sakinleştim. çok çarpıntım vardı.ne olmuştu sana böyle kalbim diye sorup duruyordum içimden devamlı yüzümdeki derin endişemle(muhtemelen). oysa üzülmemeliydim. çok ağlattım üç haftadır kalbimi. hep mi içinden ağlarsın be kızım. ağlasaydın ya bağırsaydın ya. haykırsaydın ya. daa.. bunlar olmasaydı. çaprıntılı sevgili olmasaydın ve gülmeseydin bu kelimelere . ama mutluyum yinede. çünkü hastaneden ayrılmak için çıktığımda elimden tutan bir el vardı ve yağan yağmurda sırf ıslanmayayım diye ''atla sırtıma '' deyip ana caddede beni sırtında taşıyıp paçalarına kadar ıslanan biri vardı.(çook yordum onuda.) işte aşk budur tebrikler abi diyenler oldu sokakta,komikti, içim ağlarken yüzüm gülmüştü o an. ne de güzeldi. ve annem.onun yüreği. dayanamamıştı bunu duyunca hemen atlayıp gelmişti o da. üzdüm sevdiklerimi. ama önce kendimi üzdüm. keşke biraz geniş bi insan olabilsem. mesela tam bir ''izmirli'' olsam artık.

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder