Cumartesi, Şubat 27, 2010

ÖRGÜT- DİRENİŞ


Ve geçen hafta cuma günü yola cıktık izmirden. sabahın pekte erken saatleri degildi ankaraya ulasmamız. ve sakarya meydanına ulaşmak için otobüslerimizden indik, indigimiz yer bir parktı ama ismini anımsayamıyorum malum ankarayla ilgili pekte çok fikrim yok. ben kültür sanat otobüsüyle gelmiştim. aslında bu biraz zorunlu olmuştu benim için. çünkü bir arastırmam vardı karl popper, marx ve hegel i üçgenine alan çerçevede istatistik ile bağdaşım kurmam lazımdı ve bana felsefede okuyan veya bu konulara teorik açıdan hakim insanlar lazımdı.( ve hatta istatistik ile bagdastırmamda yardımcı olabilecek =) ) daha dogrusu onlarla konusmam ve tartısmam lazımdı malum pazartesiye sunumum vardı ve ben pazar günü ankaradan dönüs yoluna koyulup pazartesi derse girecektim. ve bu yolculuk esnasında da bu işimi halletmem şarttı. işim otobüse bindikten 20- 30 dakka içinde halloldu. konustuk bilgi edindim notlarımı aldım. sonrasında keşke bunun için kültür sanat otobüsüyle gitmeseydim dedim ya nese yol yoldur amaç bellidir o kadarda üstüne düşmedim ankaraya varma noktasında.
ve alanda idik. dağılmadan simit ayran veya en yakın nasıl halledebiliyorsak kahvaltı ihtiyacımızı karşıladık.alan coşku verici direniş coşku vericiydi. bunu burada ankarada hissetmek nasıl bir duygudurun yanıtını derinden hissedebilmek hakikaten de yaşanılması gerekendi.

 yoldaşlar halaydaydı, birlikteliği dayanışmayı hissetmenin güzelliğiyle çekilen halayların tadıda bir başka idi.


alanda 



alanda biraz daha durduktan sonra direnişin asıl aktörlerinin yanında idim. çadırları gezdik. bazı zamanlarda içime dokunan şeyler oldu fakat direnişin görkemi dimdik ayaktaydı. milim ilerlemelerle çadırları gezebildik gerçekten de büyük bir kalabalık vardı.



akşam olduğunda eylemimiz devam ediyor ve biz gene alanda idik. 3 tekel işçisi vardı bu sefer direnişin sesi olan.' biz haklıyız biz kazanacağız' diyorlardı. buna inanıyoruz bunun yanındayız ve elimizi aynı taşın altına koyduk ve dayanışmamızın gücüne güç katmak için çoğalıyoruz tekel direnişiyle.



alanda. erdal-mercan erzincan kardeşler .


eylemin akşamı.




izmir çadırı. erdal- mercan erzincanlı izmrili tekel direnişçilerinin sesi soluğu oluyor onlarla birlikte dile geliyor onlara destek oluyorlar.


sol ekibinin izmir çadırına ziyareti ve röportajı sırasında benim fotoğrafladığım bir an.

 ve direnişin odagında ışıl ışıl bir fındık. boyama kitabını almış eline o da tekel işçileriyle tarih yazmakta. sıkıldıkça işçi bir yoldaşımızın yanına sokulup boyama kitabındaki şekiller, resimlerden hikayeler oluşturmakta.can kız,direnişin çiçeklerinden biri de sen olsan gerek..

ve geçen hafta bugünlerde sakarya meydanında eylemde idik. ilk defa koca bir kentin meydanında bu kadar çok insan ile birlikte konakladık.gece sabaha yaklaşırken hava iyice soğuduğunda tekel işçilerinin çadırından battaniyeler akmaya başladı bizlere. ' asıl eylemi sizler yapıyorsunuz' dedi birçoğu ellerindeki battaniyelerle. gerçi ben bunların bir kısmında dayanamayıp uyuyakalmıştım battaniyenin arasında. parti herşeyi çok iyi düşünmüştü ayakta tutmak için. sazlı sözlü türkülerin ardından şevval sam'ın katılımı ile yüreklerimiz şenlendi. ardından grubun ismini hatırlayamadım şuan kemanlı bir grup çıktı hala ayakta idi bizimkiler. benim film bu noktadan sonra koptu birazcık :) ardından film gösterimi vardı artık sabaha yaklaşıyorduk.direniş devam ediyordu.(arkası yarın muhabbetine gireceğim istemeden, artık yazmak istediklerimi bu gece için erteleyip en yakın zamanda devam edecegim...)

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder