Pazartesi, Şubat 02, 2009

blues at sunrise


Beni şehirlerce sürükleyen tını..Blues.


Bir başka şehirdi adım attığımda aldığım yollar. Eğlenceli adımlar savurdum millerce öteme minik bir tebessüm götürdüm yollara benden.Birde kalbim vardı içine sıkıştırdığım melodileriyle ayağa kalkmıştı.

Yolculuğa hazır olduğumu tam olarak idrak edemeden gözlerimi o mavisine doyduğum şehirde açtım.Gözlerimi kısarak kollarımı açtım tüm maviliğe .Oysa ki maviyi pekte sevmezdi bu garip kız ama o şehirde onu da sevmişti . Derken zaman köprülerden, boğazdan, dolmuşlardan o hızını alamayan garip otobüslerden akıp geçti.

Tek bir şey üzdü onu bu garip şehir onun bir tane martıyla fotoğrafını çekememişti .Belki de aynı kareyi paylaşmayı kıskanmıştı onunla.

Bu şehrinde rengini verme zamanı gelmişti akşamın o garip turuncusu bastığında.tabi hep karası mı basacaktı bu renklerin diye düşündüm saçmaydı. İşte bak geldim diyordum kendime içim içimde kıpır kıpır ne garipti bu tını...Acaba her şeyi tınıya yüklemekte haklı mıydım? Belki de ...

Lacivert gelmişti bu şehrede...içimde mırıldanan blues tınıları ve ayaklarım ...neşeli adımlarla aldığım yollar artık ellerimi de güzel ritimlere eşlik ederken bıraktı kendini şehrin rengine.Tüm varlığımla ...BİZ GELDİK..

Ama ayrılmayı istemeyen bir bizlikle gelen bir ben ,şehrin renginin solmayacağını biliyordu. Bu bir ilkin en sonu değildi. Bileklerime bağlanan bu iki kücük tabancıklar benimle daha avuç avuç ritim uçuracaklar, bu burda böyle yarım kalamaz ki...

12 Aralık 2007 Çarşamba

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder